HOŞGELDİNİZ(WELCOME)
  savur ilçesi
 

SAVUR İLÇESİ

Süryanilerin Suara adını verdikleri bu şehir, Sasanilere karşı korunmak amacı ile Bizanslılar tarafından bu yörede oluşturulan istihkam zincirinin bir halkasını oluşturur. Bu şehir Osmanlılar tarafından fethi Yavuz Sultan Selim'e Şam'dan Mısır'a hareketinden sonra 15.12.1516 da ulaştırılmıştır. Savur'dan da "nahiye-i Savur, tabi-i liva-i Mardin" şeklinde bahsedilmekle beraber, burada bir kadı bulunduğuna göre, bir kaza olması gerekmektedir.1518 'deki kadısının ismi Mevlana Yusuf olup 30 akçe yevmi hasılı vardı. Burada bir boyahane ve dabbakhane bulunmaktaydı. Katip Çelebi Savur'da bir cami ve bir hamam bulunduğunu yazmaktadır. (Nejat GÖYÜNÇ XVI.Yüz Yılda Mardin Sancağı kitabından alınmıştır) Savur, Mardin İline bağlı olup kuzeyinde yerleşmiş yeşil, sulak ve şirin bir ilçemizdir. Kuzeyinde Diyarbakır'ın Bismil İlçesi,  güneyinde Mardin'in Ömerli  İlçesi, Batısında Mardin İl Merkezi, doğusunda ise Batman İli'ne bağlı Gercüş İlçesi ile çevrilmiştir. Mardin İl Merkezi ile aşırı benzerliği vardır. Biri ilçe merkezinde olmak üzere, Pınardere, Sürgücü ve Yeşilalan beldelerinde belediye idaresi vardır. İl merkezine 47 km uzaklıkta bulunan  şirin ilçemizin merkez nüfusu 2000 yılı genel nüfus sayımına göre 11.240 dır. Artuklulara kadar uzanan tarihi ile bu günlere gelen Savur, bir çok eseride bu günümüze taşımıştır.Stratejik durumu göz önünde bulundurularak kendisi gibi tarihi yapıya sahip, ipek yolunun can damarı konumundaki hakim bir mevkide tüm esrarengizliği ile duran kalesinin eteklerine kurulmuştur. Mezopotamya'ya hakim olan kavimler bu ilçeye de hakim olmuştur. Rivayetlere göre Mardin İli'nde bulunan  Kal'it il maraya  kadar uzanan yeraltı tüneli bulunan bu kale Savur evleri ve harabe haline gelmiş dini eserleri  gerçekten görülmeye değer. Savur'daki eski evler insanı şaşırtacak kadar güzeldir. Kapı kilitleri de çok orijinal ve dikkat çekicidir. Mimarinin harikası olarak  nitelenebilecek olan yapılar, Süryani ustalarının can verdiği  taş ve ahşap işçiliğinin ölümsüz eserleri olarak durmaktadır. İlk  olarak görenler şaşırtacak kadar güzel olan bu ilçemizin en ilginç özelliklerinden birisi de dört tarafı dağlarla, yeşilliklerle ve sularla çevrili oluşudur.Yeşilin her tonunu bulabileceğiniz ve vahayı andıran yapısı ile geçmişte kavakçılık, pamuk tarımı, meyve ve sebzeciliğin yanında hayvancılık ile geçinen bu ilçemizde daha sonraları pamuk ekimi terk edilmiştir. Mardin il merkezi ve çevre ilçeleri gıda ambarı konumundır. Yaz mevsiminde Mardin ve ilçelerinin piknik alanıdır. Savur dünyaca ünlü üzümler diyarıdır. Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinde padişaha  her sene 1200 batman ( 800 kg kadar) "nefs-i nefis-i humayun içun"  Savur'un bahçelerinden toplanarak kurutulan erik (incas) yollandığı 25 Ocak 1571  (27 sefer 1164) tarihli bir vesikadan öğrenmekteyiz. Ne yazık ki dedelerimizin  ailece gazino olarak eğlendikleri havuzlu tesis şu anda Savur İlçe Jandarma Karakol Komutanlığı binası olarak kullanılmaktadır.Yıllar önce Irak'a ulaşmak için Savur'dan geçen yol Ömerli ve Nusaybin ilçelerine kaydırıldı. Mahsullerini köprü başında satan meyve bahçesi sahipleri genelde kavakçılığa yönelmiştir. 1970'li yıllara kadar Savur'un köprü  başından Irak, Mardin, Midyat, Cizre, Ankara ve  İstanbul'a giden vasıtalar sayesinde ulaşılabiliyordu. Savur'da ekonomik hayatı en çok etkileyen kavakçılıktır. Osmanlı İmparatorluğu zamanında Mısır'a kadar yollanan kavaklar halen ihraç ürünü olarak ilk sırada yer almaktadır. Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında Dicle Nehri üzerinde kurulan sallarla Irak, İran ve Mısır'a çok büyük zorluklarla yollanan kavaklar, daha sonraları trenle, şimdi ise kamyonlarla ulaştırılmaktadır. Savur'da bol çeşit ve kalitesi ile meşhur üzümlerini yanında, kaysı, elma, fındık, armut, erik çeşitleri, vişne, kiraz, ceviz, badem, şeftali ve fıstık ayrıca  narenciye dışında her türlü meyve sebze ve bakliyat yetişmektedir.

                               YÖRENİN TARİHİ ESERLERİ
SAVUR KALESİ
: İlçenin eteklerine kurulduğu  yüksek tepenin üstünde, tek beden halinde  yerleşmiştir.Eski kervan yollarının  korunmasında büyük yararı olan bu kale  Sasaniler ve Bizanslılar arasında büyük çatışmalara sahne olmuştur.Büyük bir kapıya sahip olan bu kalenin surları yıkılmış, bir kısmı ise halen harabe halinde durmakta-
dır. Kalenin yığma taşlarla Romalılar tarafından yapıldığı ve gizli yer altı yollarıyla Savur Çayı'na inildiği saptanmıştır. Kalede Savur'a adını veren Kral Şapor ya da Staor'un kızına ait olduğu ileri sürülen taştan oyma evler bulunmaktadır. Özellikle ikisi kralın kızı tarafından kullanılan bu evlerin gizli geçitleri vardır.

ESKİ CAMİ : M.S. 369 yılında Melik Şeydal tarafından tarafından kilise olarak yapılan bu  eser, yanında bulunan medrese ile birlikte külliye hüviyeti kazanmıştır. Manastır her ne kadar ilk başlarda kurucularının adı ile anılmış ise de M.S. 668 yılında yöneten metropolit Mergabriel Elbakistani'ye ithaf edilmiştir. XI.yüzyılda Artuklular tarafından camiye çevrilmiştir. Kare kaideli minaresi  ile ilgi çekmektedir. Şerefesi sonradan eklenmiştir. Bu minarede 1960'lı  yıllara kadar çan yerinden ezan okunmaktaydı.

DEYR MARABEYN MABEDİ: Matran Yuhanna El Merdin tarafından 1125 tarihinde başlanarak, Oğuz ( Dara) köyünden getirilen taşlarla 365 oda olarak 1167 yılında bitirilen bu mabet günümüzde harabe halindedir.

MOR DIMET MANASTIRI :
Savur İlçesi Dereiçi Köyündedir. Manastıra gelen roma-tizma hastalarının iyileşmesi sebebiyle buraya  Romatizma Manastırı da denilmektedir.

ROMANİYE KİLİSESİ : Başkavak köyü yakınlarındadır. İki bloktan oluşmakta ve kırmızı kiremit taşından yuvarlak kemerli çatı özelliği olan bu yapıda, mihrap yerlerinin belirginliği dini özelliğini gözler önüne sermekte olup harabe halindedir. Ayrıca Türbeler ve Hacı Abdullah Berk tarafından yaptırılan BAŞKAVAK KÖPRÜSÜ
de bu tarihi eserler arasında sayılabilir.

                 

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol